7.07.2010

twitter facebook yaz ama kısa olsun öyle öz olsun ki kimse bişey anlamasın ama çok acayip gizemli kalsın. anlatmaya çalışma. anlayan anlasın. korktuğun için anlatma ya da kendini. öyle mi? nasılsa anlaşılmaz savrukluğu değil ya bi anlayan çıkarsa ya sobelenirsem alışmamışım uzun zamandır nasıl kaçarım bplanım yok ki korkusu bu. anlat bana anlat. uzun uzun. öyle uzun olsun ki sabah olsun mesela. gün doğsun sonra. öbür sabah olsun. okurken dilim damağım kurusun. lütfen anlat. ve sonra lütfen bırak beni bana okuyayım seni bana. gözlerim batışsın. ellerimin içi kaşınsın. okurken başıma gelemeyecek şeyler gelsin başıma. öyle uzun okuyayım ki hiç sormama gerek kalmasın. sırası gelince sayfalar döndükçe dil damağa çarptıkça cevapları bulabileceğimi bileyim. ya da bırakayım cevapları boşvereyim. sordukça başka sorayım daha da sorayım. evrende ne kadar soru varsa hepsi sıralansın. sabırsızlansın sormamı beklesin. ıslattığım parmağımın ucu değdikçe sayfalara, ciltler düştükçe yerdeki toz kalktıkça bekleyen sorular sorulsun. hadi hadi çengeli tak sonuma. yap beni soru cümlen yap. yalvar merak etmem için. merakımı bekle uzun uzun. gözbebeklerimin hareketini izle. takip et onları onlar satırlarını takip ettikçe. daha da öpmesini bekle arayışımın. sayfaları yemem lazım, anlamamı iste. ciltleri çiğnemem için sabırsızlan. teraziye koydum. ben ilerledikçe sen geri çekildin. ben okurken sen yazmaya devam ettin. okumayı bırakırsam? yazmayı bırakırsan? merak etmezsem? anlatmazsan?