6.22.2007

Kuz'um Emel'e..

I.
Sen şimdi 39sun..
Anlatılanlara göre 4 yıldır yolun diğer yarısından yürüyorsun
Kuz'um farklı gözlükler mi takıyorsun
İnsanları, hayvanları başka başka mı görüyorsun
İçin bir sahil kasabası dinginliği arzusunda
Çocukların çığlıkları kulaklarına düşman
Ellerinde geçmişin dantelleri başladı mı dokunmaya

Yolun o yarısında sahi satılmıyor mı dondurmalar kenarlarda?
Yıllar geçtikçe heyecanlar azalıyor
Duygular o denli çok inmez çıkmaz oluyor diyorlar..
'Ne çok ağlar ne çok güler.. hallice o şimdi' mi diyelim soranlara

II.
Yelkovan diye bir hayvan var mı,
hani akrebin arkadaşı..?
Ben inanmıyorum zaman denen şeye
Saatlerde akrepler ve yelkovanlar yaşar,
Akrebi biliyoruz da bu yelkovan kimdir
Bilmiyoruz..
Zamanın saçmalığının sorumlusu bu hayvan olamamış 'şey'dir
Akrep zamanın ileri gittiğini 'sokar' aklımıza
(bkz akrebin işe alınış sebebi)
Halbuki yelkovan daha garip şeyler yapar durur
Yelkovan aslında 'zamansızlığın ajanı'dır
Zamanın göstergesinin içine köstebeklenmiş
Akreple anıla anıla kendine hayvan süsü vermiş
Neden? Şüphelenmeyelim diye!
Deriz ya bazen yıllar bir gün gibi geçti
Ya da ne gündü.. yıl gibi geldi diye
Yelkovan karıştırıyor ortalığı da ondan

Ben konuştum yelkovanla
Söyle kuz'una
35 hikayesi yalan diyor
Baş aşağı ederim herşeyi bir anda
İlk yarıymış ikinci yarıymış karışır diyor
Zamansızlığın ajanına ne denebilir ki..
Yelkovan sokması olmayalım razıyız..



Yeniden iyi ki doğdun kuzencim..

2 yorum:

Serhan Turgut dedi ki...

Akrebin yel kovancılık oynadığı 360 derecelik bir bahçenin en güzel ağacına salıncak kurup, öte beri, ne varsa önemli, topluyoruz ileri geri. İşte, hızlanıyor zaman dalımızda biriktirdiklerimizin ağırlaşmasıyla.

Çok güzel yazmışsın.

bukbuk dedi ki...

Teşekkür ederim Serrancım.

Güzel salıncaklara..!