11.10.2006

kiraz - kivi

Camından parlak altın sarısı güneş ışınları saçılan deli saçması'ları' bir trende uzayıp kendimle gidebilirim kilometrelerce. bilmediğim dillerin yanımda konuşulmasından hoşlanabilirim. gözlerimi üçe kadar sayıp sözcüklerimi açabilirim kamuoyuna en özelimden çıkıp bir anda. beklenmeyenleri yapıp beklenenleri inadına ertelerim. sesli harflerden sesizleri çıkarırım 5 ile çarparım yanıp sönen fenerlerden inci kolye yapar boynuma takarım. selam verdiğim yüzlere milyon kere gülümseyip üstü omomatiğe batırılmış şekerlemeler yiyebilirim. dıgının dıgından davetli oldugum bir yerdeki bütün içkileri içip çekip gitmeyi isteyebilirim. saadeti uygunsuz kollarda arayan da ben olabilirm güvenle uykuya dalabileceğim bir omuzda arayan da. ben ben ben kulaklarıma küpe diye kiraz takıp dolaşan bir çocuktum ve ben hala o görünmez kirazları kulagımda taşıyorum. işte bu yüzden kanım kiraz gibidir benim, tadım kirazla kivi karışımıdır. kivi nerden mi çıktı? bilmiyorum hafif mayhoşluktan olabilir.

Hiç yorum yok: