6.03.2006


Meksika filmlerinden bir gün düşmüş önümüze dün, onu yaşıyoruz bugün..
Hava basık. Zaman sanki üzerinde havanın basıklığı olabildiğince yavaş ilerliyor. Zaman yavaş, zaman geçmiyor. Hareketlerim havada asılı kalıyor gibi. Kolumu kaldırışım anlarla ilerliyor kare kare, Meksika filminin saniyelik sarı kareleri bunlar.. Rüzgar yok bu filmde. Ağırlık tuhaflık hakim.. Kendimi o sarı karelerin birinde boş boş televizyona bakan yanında ağır aksak çalışan bir vantilatör olan göbekli bir adama benzetiyorum. Kirli sakallıyım, iriyim, oturduğum koltukta kaykılmışım, koltuğa fazla gelmişim taşmışım biraz dışarı. O adamla bir farkım var, o da önümde boş boş baktığımın ders kitabı olması. Okusam ilerlemiyor. Dedim ya ağırlık sinmiş bu filme, herşeyde bir ağırlık var. Harfler bile ağır ağır diziliyor yanyana..
Galiba burdan kalkıp gitmek lazım.. ya da.. birilerinin kalkıp buraya gelmesi lazım.. bir basınç farkı lazım..

Hiç yorum yok: